Singapur Eğitim Sisteminde Nasıl Bir Yol İzliyor ?

Singapur’un inanılmaz derecede başarılı eğitim sistemi, yıllardır uluslararası eğitim sıralamalarının en üstünde yer alan temel dayanak noktası olmuştur. Bu, 50 yıl kadar kısa bir süre önce büyük ölçüde okuma yazma bilmeyen bir ulus için büyük bir başarıdır. Bir ekonomik başarı öyküsüne dönüşümünün başlangıcında, Singapur’un politika yapıcıları, öğretim yöntemlerini iyileştirmeye geçmeden önce temel olarak okuryazarlık oranlarını yükseltmeye ve öğrencileri ezbere öğrenmenin ötesinde gelişmeye teşvik etmeye odaklandılar. Geleneksel olarak sistem, ilkokul ve ortaokulun sonundaki ulusal sınavlara odaklanan, dersler arası öğretime birleşik bir yaklaşımla merkezi bir ulusal müfredata dayanıyordu.

Bu son derece yerleşik modelin bir sonucu olarak, sınıflar hala düzenlidir. Testlerin çoğu, geleneksel olarak çocukların doğru cevabı bilip bilmediğine odaklanmakta. Öğrenciler halen sınav odaklı bir sistemde üniversitelere hazırlık yapmakta. Öğretmenler yüksek statüye ve makul miktarda özerkliğe sahipken, ebeveynler çocuklarından başarılı olmaları için yüksek beklentiler kurarlar. Üniversiteler ve işverenler, öğrencileri hala eski sistemin ödüllendirdiği sonuçlara göre değerlendiriyor. Bu nedenle, sistemdeki çoğu paydaş hala sınavları her şeyden önce ödüllendiriyorlar, bu nedenle bu, ülkenin matematik, bilim ve İngilizce için uluslararası sıralama sistemlerinde yüksek puan aldığı anlamına gelirken, aynı zamanda dahil olan herkesi değişiklik yapmaya motive etmenin büyük bir zorluk olduğu anlamına da geliyor.

Mevcut sisteme bağlılık kısmen, ekonomik açıdan güçlü, etnik açıdan çeşitli, meritokratik bir devlet inşa etmeye yönelik bir devlet projesinin parçası olarak eğitime kolektif kültürel bağlılıktan kaynaklanıyor. Eğitim birey için önemliyken, aynı zamanda daha büyük bir amaca hizmet ediyor ve kişinin topluma ve aileye karşı yükümlülüklerinin bir parçası olduğuna dair ortak bir anlayış doğuruyor. Hükümet, bu son derece değerli eğitim ve başarı taahhüdü üzerine inşa etmeyi ve sistemi iddialı ‘daha az öğret, daha çok öğren’ politikasına uygun hale getirmeyi umuyor.

Leave a Comment